Az veya çoktu kimi zaman yükü ama eksik olmadılar hiç sırtından. Ağır veya hafif yükü ile beraber yürüdüğümüz yolda bana anlatacak masalları vardı hep. Masal diyorum çünkü çok küçük yaşlardan bu yana bana anlattığı çoğu şeye bir masaldan daha çok şaşırıyorum. Hafızam sakat olduğundan dinlediğim ve şaşırdığım çoğu masalını unutuyorum ama daha yeni anlattığı masalını unutmadan paylaşmalıyım.
Irmak kenarına çok yakın bir camiyi gösteriyor bana. Çok eskiden, yakınlarda camii olmadığından yürüyerek buraya geliyorlarmış. Betondan yapılmış, küçük camii o zamanlar ahşaptanmış. Büyük bir sel olduğunda camii sel suları ile beraber zarar görmeden sürüklenmiş. Maden Düzü köprüsüne geldiğimizde, ben Elekçi Irmağı’nı seyre dalmışken biraz ileride bir yeri işaret ederek işte oraya sürüklenmişti camii diyor. Tekrar eski yerine taşıyıncaya kadar kıblesi bile değişmeden sürüklenen bu camiye, sürüklendiği yerden gitmeye devam etmişler.
Onunla beraber yürüdüğüm yolda onun yaşına gelsem bile anlatacak hikâyelerimin azlığına ve sıradanlığına üzülürüm çoğu zaman.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder