One Minute
Erdoğan’ın 2005 yılında Diyarbakır’da “Kürt sorunu vardır ve bu benim de sorunumdur” dediği günlerden aşamalı olarak önce "Bu ülkede artık Kürt sorunu yoktur. Kabul etmiyorum. Bu ülkede Kürt kardeşimin sorunu var, ama Kürt sorunu artık yok." dediği ve son olarak “ bedel ödeyecekler” gibi çıkışlarla beraber BDP’nin de açıkça hedef gösterildiği bir döneme girildi. Yani hazmettire hazmettire “yedirilen” bir açılım söz konusu.
Hükümetin dilini iyi konuşan köşe yazarlarından Hüseyin Gülerce özet geçmiş sanki;
“Terörle mücadelede artık yeni, yepyeni bir dönem var. Yeni Türkiye, terörün belini bu defa kıracak. Bu defa yetki, sorumluluk, öncelik sivil hükümette olacak. Gulyabaniler, çeteler, karanlık odaklar kontrolünü kaybedecek. Terörle ilk defa, ‘Büyük Türkiye’ye yaraşır bir mücadele verilecek. Devletin gücünü zaafa uğratanlar devre dışı kalınca, sivil iradenin kontrolündeki polisin, jandarmanın, özel askeri birliklerin ahenkli çalışmalarıyla neler yapılacağını dost düşman herkes görecek.”
“Yeni dönem” olarak gösterilmeye çalışılan, geçmişten çok iyi bildiğimiz ve bize derinleşen acı ile beraber intikam dürtüsünden başka bir şey kazandırmamış eski bir yöntem. Ramazan ayının yüzü suyu hürmetine beklediklerini söyleyen Erdoğan, erken patlayan top ile orucunu açmış olacak ki dağ taş bombalama operasyonlarına bugün 6 sivilin ölüm haberi ile devam etmekte.
Paranoyak olmam takip edilmediğim anlamına gelmez sözünü evirip, kötü günlerin bizi beklediği düşüncesini, kötümserliğime vermiyorum artık.
Ve açıkçası korkuyorum.
Devlet eli ile yapılanlardan ziyade daha fazla kan, bomba, ölüm isteyen insanlardan korkuyorum. Medyada bu dilin kurduğu hâkimiyetten korkuyorum.
“Öldürmeye gelince siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz” demişti ya Erdoğan, sanırım kendisi de geri kalmamak adına topyekûn çalışmalara başladı.
Sağ olmaya devam eden vatana ve O’nun arkasındaki millete hayırlı olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder