31 Aralık 2012 Pazartesi

Yoğum

Ne zaman söylemiştim acaba insan mutluluğu yaşamak mutsuzluğu yazmak istiyor diye. Biliyorum anlatacaktım Basel, Strazbourg, Colmar, Freiburg, Obernai, Heidelberg... ama dedim ya mutluluğu yaşamak istiyor insan.

Belki daha sonra uzun uzun anlatılır ama eğer gezi planınız Obernai veya Heidelberg'e yakınsa mutlaka uğrayın derim. Kendinizi masal dünyasında gibi hissedeceksiniz.

Ne dediğimi daha iyi ifade edebilmek için biraz Obernai :








Biraz Heidelberg:




Biraz biz:




Şimdi bir süre daha yoğum.




29 Kasım 2012 Perşembe

He


"dağın içinde ne var ki
güm güm öter

ya senin içinde ne var 
ferhat"  ??

17 Kasım 2012 Cumartesi

Antakya Notları

Ren Nehri macerasını daha sonra anlatmaya kendime söz verip Antakya'ya gidecek olanlar için ufak notlar düşmek istiyorum.


  • Tek Ermeni köyü olduğunu gezimiz sırasında öğrendiğim Vakıflar Köyü'nü mutlaka gezi programınıza ekleyin. Küçük kilisesi, mezarlığı ve sohbet edebileceğiniz güzel insanları ile gördüğünüze mutlu olacağınız bir köy olacaktır.



  • Bindiğiniz taksi, minibüs her neyse birden daire çizmeye başlarsa sakın şaşırmayın, bilin ki Hızır Aleyhisselam Türbesi'nden geçmektesiniz. Belki ziyaret etmek isteyeceğiniz yerlere eklemek istersiniz.

  • M.Ö 300 yıllarında dağdan gelen sel sularının dağın hemen bitimindeki iç limanı kapatma tehlikesine karşı yapılan Titus Tüneli hayal gücümüzü zorluyor. Samandağ'ın 5 km kuzeyinde bulunan, genişliği 6 metre, yüksekliği ise 7 metreyi bulan, bazı noktalarda açık bazı noktalarda ise tünel olarak ilerleyen Titüs Tüneli Antakya'ya gelecek olanların mutlaka görmesi gerekenlerden. Titus Tüneli boyunca gezerken buranın yapımında çalışan 1000 köleden biri olabileceğiniz ve 10 yıl boyunca gece gündüz Ferhad misali bir dağı deldiğinizi düşünüp, zamanda ufak bir yolculuk yaptığınız hissine kapılabilirsiniz. 




  • Kurtuluş Caddesi üzerinde bulunan Affan Kahvesi'ne gitmeli ve Haytalı yemelisiniz. 


  • St. Pierre Kilisesi dünyadaki ilk kiliselerden biri olarak kabul edilmektedir. Bu kilise topluluğu kendisini hristiyan olarak tanımlamış ve hristiyanlığın olmasa bile tanımının doğduyu yer olmuştur. Bir dağa oyulmuş bu kilise aynı zamanda hristiyanlar için hac yeri olarak kabul edilmektedir. Birçok ilki barındıran bu kiliseyi Antakya'ya gelenler sanırım görmeden dönmeyecektir.



  • Habib-i Neccar Camii günümüz Türkiye sınırları içindeki ilk cami olarak biliniyor. Habib-i Neccar ise İsa'nın havarilerine inanan ve bu uğurda ölen ilk insan. Cami içinde türbesi de bulunmakta. 



  • Eski Antakya evleri arasında kaybolun




  • Kalacak yer olarak ilk tercihiniz Anti̇k Beyazit Hotel olsun. Balkonundan çiçekler sarkan bu otelde kendimi 1930'larda gibi hissettim. Üstelik kaldığımız oda sokağa bakan, balkonlu odalardan biri olunca     eski bir konakta kalıyor olmaktan farkı yoktu. 




  • Antakya merkezden bineceğiniz minibüslerle Harbiye'ye gitmelisiniz. Şelaleleri ve defne ağaçları ile görülmeye değer bir doğası var. Daphne ve Apollon'un hikâyesini biliyorsanız ve Harbiye'nin eski çağlardaki adının Daphne olduğunu söylersem mitolojiye meraklı bünyelerin de ilgisini çekmiş olurum sanırım.

  • Dışarıdan gördüğümüzde " Böylesi ilkleri barındıran bir yer için ne kadar küçük " dediğimiz Arkeoloji müzesi içine girdiğimizde eşsiz mozaikleri ile bizi utandırdı. Uğramamazlık yapmayın.


  • Yemekler bir harika. Döneri, tepsi kebabı, zahteri, künefesi... Antakya mutfağı anlatılmaz tadılır.


24 Ekim 2012 Çarşamba

Üç Ülke, Kaç Şehir?

Piedra Irmağının Kıyısında Oturdum Ağladım romanını Ren Nehri Boyunca Gezdik Dolaştık olarak değiştirmemizde bir sakınca yok umarım. Neredeyse iki ay evvelinden planlanan gezi için yarın yolculuk vakti. İsviçre, Almanya ve Fransa sınırı boyunca Ren Nehri'nin takipçisi olacağız.




Güzel anılar, anlatacak hikâyeler ve bol fotoğraf ile dönmek hedefimiz. Yediğimiz içtiğimiz bizim olsun, anlatacaklarımız ise hep bol...

11 Ekim 2012 Perşembe

Hem Göze Hem Kulağa

Dün "kutlu doğum günü"müz nedeniyle gittiğimiz Cirque du Soleil Alegria' dan hep kulağımda olmasını istediğim bir şarkı ile ayrıldım. Querer çok uzun zaman evvel dinleyip sevdiğim şarkılarındandı. Hatta önce şarkı dinlenmiş, sevilmiş sonra Cirque du Soleil keşfedilmişti. Vai Verdai ise gösterideki en sevdiğim şarkı oldu - sevgili sevgilimin katkıları ile bulundu  -




4 Ekim 2012 Perşembe

Antakya

Yeni döndüğüm ve tekrar gidip görmek istediğim Antakya üzerine uzun uzun yazmak isterdim ama savaşa aşkla koştuğumuzu haberlerde izledikçe bırakın yazmayı yüz yıllık bir uyku diliyorum kendime. 

Antakya sanırım barışın imkansız olmadığını anlatan en güzel şehirlerden.





















22 Eylül 2012 Cumartesi

Yüreğime Sağlık

"Seni sevmeseydim ilkbaharı kodunsa bul gayri 
istanbul diye bir kent yoktu ki yeryüzünde 
umut diye bir şey yoktu ki seni sevmeseydim 
hak hukuk bereket diye 
eşitlik kardeşlik hürriyet diye 
yüreğime sağlık ne iyi ettim."

16 Eylül 2012 Pazar

Teşekkür Ederim

Aynı şarkı eşliğinde ama hep farklı seslerden.




8 Ağustos 2012 Çarşamba

30 Temmuz 2012 Pazartesi

Edep Yâ Hû

Bazı sözlerin gücüne sığınıyorum çoğu kez: Bî-edeb râ edeb kerden edeb est!

27 Temmuz 2012 Cuma

...

Bazen öyle çok gitmek istiyorum -üstelik benden beklenmeyecek hızda-


24 Temmuz 2012 Salı

Soru

Uzun uzun bakıp bir çöl fotoğrafına sordu: denizi izlemek gibi midir çölü izlemek?

22 Temmuz 2012 Pazar

Tezat


…– elbette yıllar evvel – kötü insan yoktur sözünü büyük bir inançla söylerdim. “Göreli beri”; ego cilalamada insan kullananı, ne kadar “iyi yalan” söylerse o kadar zeki olacağını sananı, mutlu insan gördükçe mutsuz olanı, içi katrana dönmüş ve artık temizlenmesi mümkün olmayanı… bu inançlı sözlerim kimsenin duyamayacağı bir mırıltıya dönüştü.

İyi ve kötü gibi yaşamın kendisi de tezatlardan ibaretti sanki ve biz bu tezatların hepsine sadece seyirci kalıyorduk. En fazla yaptığımız şey ise; her şeyin ve herkesin çok uzağında durarak kendimizi korumaya çalışmak oluyordu.

Bir sabah kalktığımda telefonumun mesajlarında Sabahattin Ali öyküsünden bir bölüm vardı. İşe giderken kendimi ve tüm seyirci şairleri selamladım.

Ve genç şair altı ay memleketin bütün şehirlerini dolaştı ve orada ağlayanları ve gülenleri gördü.

Büyük bir konağın geniş salonunda raks ve kahkahadan yorulup terleyenler serin şerbetlere, buzlu yemişlere koşarlarken, kristal pencerelerden dışarı süzülen ışıkta, soğuktan donan ayaklarını avuç avuç karla ovmaya çalışan ihtiyarları gördü.

Kucağında taşıdığı aç çocuğu yaşatmak için sarhoşların arkasından koşan kadınları ve karnında taşıdığı günahsız çocuğu öldürmek için hekimlerin cebine beyaz alevli inci salkımları koyan kadınları gördü.
Kardan ve rüzgârdan koruyan bir dükkân kepengi altında başını bir köpeğin sırtına dayayarak uyuyanları ve güzel ısınmış odalarda, Çin ipeği örtülü yataklarda, nakris ağrılarıyla kıvranarak uyuyamayanları gördü.

Aptalların tahakkümüne, günahsızların cezalanmasına; faziletin susmasına ve ihtirasların gürültüsüne, hikmet ehlinin tahrik edildiğine ve nadanların alkışlandığına şahit oldu.


28 Haziran 2012 Perşembe

...

Yamasıyım vücudundaki her kesiğin.

21 Haziran 2012 Perşembe

Dilek

Her ekinoksa beraber uyandı kadın ve adam, sımsıkı sarılmış halde şükür diyerek.



20 Haziran 2012 Çarşamba

...







"Bir vakit gelse de acıyla / Hatırlansa zorbela / 
                                                         Anlatılsa" 



4 Haziran 2012 Pazartesi

Bahar

Yaz gelse bile baharı anımsatıyor bazı şarkılar.

3 Haziran 2012 Pazar

...


Onca yanlış ve yalanın ortasında, gerçek olma ve doğru kalma mücadelenizde başarılar.  


"yanlış yaşayan ve yanlış yaşlanan insanlar
bir kentin en çiçekli köşe başında
her dem tabusuz çingenelerin karşısına geçip
aşk ve âşık taklidi yaparlar"

2 Haziran 2012 Cumartesi

Sezai Sarıoğlu Sever misin?

"hiçbir devletin yurttaşıdırlar, hiçbir duanın amini
hiçbir sınırın askeridirler, hiçbir savaşın şehidi
hiç kimse çiçek evliyası çingenelerin
yasak elma’dan çiy sütten
emekli olduklarına şahit olmamıştır" 


Sevdiğim başka bir şiirinde ekler;


" aşklar kandırma kuvveti, aşıklar su 
aşklara hangi aşıklardan gidilir "

24 Mayıs 2012 Perşembe

Zarifoğlu


"fakat sen
hep karşımda kalan
ağzı ağzımdan alınan
paylaşılmakta olan"