14 Temmuz 2014 Pazartesi

22 Haziran 2014 Pazar

31 Mart 2014 Pazartesi

Siyasi Kıtlık

Seçim sonuçlandı ama hâlâ " oyları böldünüz " muhabbeti son bulmadı. HDP ve CHP gibi taban tabana zıt iki siyasi duruşu aynı kefeye koyup, "Sırrı Süreyya olmasa oylar CHP'ye gidecekti "  demek, nasıl bir siyasi öngörüsüzlük içinde olduğumuzun ispatı. ( Yalan da değil hani bu yönde yazılan yazıları okudukça da gülüyorum )

Sırrı Süreyya, CHP'den oy çalmadı hiç merak buyurmayın...

Bu konuda yazılmış birçok yazı var ama özellikle okunmasını öneriyorum:
Erdem Yörük - HDP oyunu CHP'den mi alıyor AKP'den mi?





13 Şubat 2014 Perşembe

Cats

Zorlu Center PSM'de etrafımızı kediler sardı ve bize tek tek hikâyelerini anlattılar. Bizim kedimiz Rum Tum Tugger oldu.

"If you offer him pheasant he would rather have grouse.
If you put him in a house he would much prefer a flat,
If you put him in a flat then he'd rather have a house.
If you set him on a mouse then he only wants a rat,
If you set him on a rat then he'd rather chase a mouse.
Yes the Rum Tum Tugger is a Curious Cat--
And there isn't any call for me to shout it:
For he will do
As he do do
And there's no doing anything about it!"


Ayrıca Memory şarkısını canlı canlı dinlemek gibisi yoktu.
Eataly'de müzikal öncesi makarna ve şarap gibisi de...



1 Şubat 2014 Cumartesi

Yeni Kitaplar...

“Hayatı anlayamamak kadınları anlayamadığını söyleyen adamın sözü kadar perişan bir ifade gelir bana. Be nabekâr, kadını anlayıp da ne yapacaksın, yapacağın değişecek mi? Peki hayatı ne yapacaktım? Onu anlayayım diye psikanaliz mi öğrenecektim, Jung’ları, Laing’leri okuyup şizofreni yolculuklarına mı çıkacaktım, şeyhleri ayrı, doktorları ayrı mı etekleyecektim, kendimle ilgili hem de bu dünyama ait bir söz söyleyecekler diye kulak mı kabartacaktım? Söz doğru olsa zaten kaçardım, yalan olsa bayılır tekrarını duyayım diye yapışırdım da bunun neye faydası olurdu? Zavallı Reich gibi dolaplar yapıp içine mi girseydim, o pos bıyıklı filozof gibi coşkunluk seline mi kapılsaydım, ikinci benlik, birinci benlik öndeki, arkadaki, birincinin sesi, ikincinin ayak sesi diye huzursuzluk ve yetersizlikten tuhaf ama kibirli bir dünya mı inşa etseydim, kibrimin nedenini anlatacağım diye canım mı çıksaydı, birinin ruhu az öteye kıpırdayabilsin diye elli sene gırnata mı çalsaydım, zaten öbür dünyada göreceğim cini, mekiri, meleği göreceğim diye gece üçlerde kalkıp namaza mı dursaydım, avizeler sallanıyor, başım secdeden bir saatten evvel doğrulamıyor diye sonra kime anlatsaydım, arabayla on iki saatlik yolu kendimden geçerek iki saatte almış olsam bile varacağım yere on saat evvelden gelip de ne yapsaydım?”

16 Ocak 2014 Perşembe

Resimler, gölgeler ve devinim

Karşısında durmak ve uzun uzun bakıp, bir sonraki hareketini hayal etmek...


3 Ocak 2014 Cuma

Hah Hah Hayy.. Aksaray

Herkesin kahkaha attığı bir salonda " ne şimdi bu " diyen gözlerle birbirinize bakıyorsanız, kendinizi uzaylı gibi hissetmeniz normal.

Her ay düzenli olarak 2-3 oyun izleme keyfimizin sonuncusu Şark Dişçisi oldu. Hayatımda ilk defa, bir oyunun ilk perdesinin bitişini sabırla bekledim. 


"Hay hay hay Aksarayyyy" - Burada gülelim diye es

Konuşan diğer kadınları susturmak amaçlı kadın bağırır " Kessiiinnn!!! Kararım kesin " - Burada gülelim diye es

Anlamadım, gülemedim. Hiç sevmediğim şeylerden bir tanesi " gitmeyin, okumayın, izlemeyin "demektir. Gayet kısıtlı okuyor, izliyor, gidiyorken üstelik...O yüzden bunu asla söylemiyorum ama Zengin Mutfağı gibi bir oyunu da es geçmeyin diyorum.