Kaç Yanlış, Hiç Doğru

"Benim yanlışlarımı konuşmak istiyorsan, önce kendine bir ayna tut" dedim. 

B12

Sen biraz unuttun kendini. Arada hatırla...

Yolculuk Bahanesi Fotoğraf

Hayat, bahanesi ile beraber var. Sevmenin, sevişmenin, kavganın, öfkenin, mutluluğun bahaneleri hazır. Bizim yolumuzun bahanesi ise bir fotoğraf oldu. Tepeye kurulmuş bir şehir ve elinde bisikleti ile şehri seyreden kadın.

Belki yine " anlatırım " diyerek geçiştiriyorum ( ki hep yaptığım şey ) ama Assisi'den daha sonra uzunca bir yazıyla bahsetmek boynumuzun borcu olsun.

Bu da Eyüp İzzet Çağlar fotoğrafı olsun :)

( Aynı noktayı elimizle koymuş gibi bulduk. Bisikletli kadın ve şehir o kadar içimize işlemiş. )

Ciao İtalya

Yaklaşık 5 ay evvel, Bologna'ya son derece uygun fiyatlı uçak bileti ve Bagni Di Lucca'da da uygun bir otel bulunca dayanamadık; özellikle Toskana bölgesini kapsayan bir İtalya'ya gezisi planladık. 17-24 Mart tarihleri arasında gezdik, gördük ve geldik. Bologna, Lucca, Roma, Siena, San Gimignano,Cinque Terre, Assisi, Umbria, Pisa, Floransa... Unuttuğum oldu mu acaba? Bunu geziyi detaylı anlatırken anlayacağım sanırım.

Yaklaşık 2000 km yol yaptığımızı düşünürsek gerçekten iyi hazırlanmış bir gezi planı olduğunu söyleyebiliriz.

Yakında fotoğraflarla :)

İyi ki

Keyifle geçen zamanın, saatleri de su misali akar. Hem nasıl geçmiş bir yıl anlamaz hem de yaşadıklarınıza bakıp onlarca yılı devirmediğinize şaşırırsın.

Hayat biraz şarap biraz da sıcak zeytinli ekmek tadında; belki biraz da " Vem vet "

Yeraltı

Bugün Rahşan paylaşınca hatırlamış oldum o yuvarlak masada yapılan konuşmayı. Sadece oradaki konuşma için bile uzun süre beklediğime değmiş bir filmdi. Hep hatırlayayım diye;

"Şunu iyi bilin ki; gösteriş budalası insanlardan, gösterişli laflardan, gösterişin kendisinden hiç hoşlanmam. Bu bir.

Kibirden, kendini beğenmişlikten, bütün bu dağları ben yarattım havalarından, süslü kişiliklerden nefret ederim. Bu iki.

Yalakalardan, yalakalıktan, yalakaca edilmiş laflardan ve davranışlardan da nefret ederim. Bu üç.

Dördüncüsü. Gerçeği, içtenliği ve samimiyeti çok severim. Ve Dostoyevski'nin dediği gibi gerçeğin her şeyin üstünde, zavallı egoların bile üstünde tutulmasını isterim. Arkadaşlığın karşılıklı, açık sözlü ve yalansız olanı için canımı veririm. Evet, buna bayılırım.

Arkadaşlık, hassaslık ve incelik isteyen bir iştir. Öyle kabalığa, özensizliğe, alaycılığa gelmez!"

Yeraltı (2011)

...

Mesaj verme kaygısı tek insanlara özgü değil ya... Hayatın da öyle bir kaygısı olsa gerek yoksa belki tatlıya bağlanabilecek bir konuşmada ne işi olabilirdi o kadının ve bakışlarının?

Kar topluyorum yağsam rahatlarım.
Gitmek bazen güzel

Gitmek güzel.